1. Kendinizden kısaca bahseder misiniz?
Enerji üretiminden madenciliğe ve turizme uzanan geniş bir alanda stratejik yatırımlarıyla farklılaşan ODAŞ’ın ODAŞ CA Özbekistan Doğalgaz Çevrim Santrali’nde Genel Müdürlük görevini üstleniyorum, aynı zamanda Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Enerji Komitesi ile Yatırım Ortamının İyileştirmesi Komitesi’nde aktif görev alıyorum. Medya, madencilik ve enerji alanlarında faaliyet gösteren üç farklı şirkette yönetim kurulu üyesiyim. İki çocuk annesiyim ve profesyonel hayatıma yurt dışında, Shell bünyesinde başladım. İstanbul merkezli olsam da iş ve yatırım alanlarım uluslararası bir nitelik taşıyor. Temel motivasyonum, geleneksel sektörlerin geleceğe uyumunu sağlamak ve teknoloji ile sürdürülebilirlik arasında köprü kurmak. Hayat yolculuğumda, her zorluğun içinde bir kolaylık, her imtihanın içinde bir hikmet olduğuna inanarak ilerliyorum.
2.Çalıştığınız sektörde başarılı olmanın en kritik unsurları nelerdir?
Başarının en kritik unsuru, uzun vadeli vizyon ile operasyonel çevikliği birleştirebilmektir. Enerji ve madencilik gibi sermaye yoğun ve düzenlemeye tabi sektörlerde, 10-20 yıllık stratejik planlar yapmak gerekir. Ancak aynı zamanda, jeopolitik risklere, emtia fiyatlarındaki ani dalgalanmalara ve regülasyon değişikliklerine hızlı uyum sağlamak da zorunludur. Bunun yanında, dikey entegrasyonla maliyetleri kontrol etmek ve teknoloji kadar insan kaynağına yatırım yapmak çok önemlidir. Çünkü en gelişmiş teknoloji bile, onu yönetecek vizyoner insan ruhu olmadan anlam kazanmaz.
3. Dijitalleşme ve yapay zekâ sektörünüzü nasıl etkiliyor?
Sizce bu dönüşüm bir tehdit mi yoksa fırsat mı? Dijitalleşme ve yapay zekâ, enerji ve madencilik gibi geleneksel sektörler için tartışmasız büyük bir fırsattır. Tehdit, bu dönüşüme ayak uyduramayan eski iş modelleri için geçerlidir. Enerji sektörü, artan küresel talep, yenilenebilir kaynakların entegrasyonu ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda köklü bir dönüşüm yaşıyor. Bu dönüşümün merkezinde ise dijitalleşme ve yapay zekâ yer alıyor. Veri analitiği, Nesnelerin İnterneti (IoT), büyük veri ve yapay zekâ teknolojileri sayesinde enerji yönetimi artık çok daha esnek, verimli ve güvenilir bir yapıya kavuştu. Yapay zekâ ile rüzgâr türbinlerinin verimliliğini artırmak, akıllı santrallerde üretim süreçlerini optimize etmek, hava tahminleriyle yenilenebilir enerji kaynaklarını daha dengeli yönetmek ve atık dönüşümünde kaynak kaybını en aza indirmek gibi pek çok alanda büyük katkı sağlaması mümkün hale geldi. Biz bu dönüşümün merkezine daima insanı koyarak ilerliyoruz. Çünkü teknolojiyi değerli kılan, onu geliştiren değil, doğru amaçlarla kullanan insan zekâsı ve vicdanıdır. Yapay zekâ, veriye dayalı karar alma kültürünü benimseyen kurumlar için bir tehdit değil, güçlü bir rekabet avantajıdır.
4. Kariyerinde yükselmek isteyen gençlere en büyük tavsiyeniz ne olurdu? Onları öne çıkaracak en kritik yetkinlikler neler?
"T-Şekilli" bir yetkinlik seti geliştirin ve sektörel siloları yıkın. Artık sadece tek bir alanda derin uzmanlık (I şekli) yeterli değil. Gençler, kendi ana uzmanlıklarında derinleşirken (T'nin dikey çizgisi), finans, teknoloji, hukuk ve iletişim gibi diğer alanlarda da geniş bir anlayışa sahip olmalılar (T'nin yatay çizgisi). Onları öne çıkaracak en kritik yetkinlikler ise şunlardır:
Sistemik Düşünme Yeteneği: Büyük resmi görebilmek, farklı disiplinler arasındaki bağı kurmak ve bir kararın tüm ekosistem üzerindeki etkisini öngörebilmek.
Veri Okuryazarlığı: Sadece veri analizi yapmayı değil, hangi verinin değerli olduğunu anlamak ve bu veriyi iş kararlarına dönüştürebilmek.
Duygusal Çeviklik ve İletişim: Özellikle kriz anlarında ve çok uluslu ekiplerle çalışırken kalpten konuşabilmek, empati kurabilme, karmaşık bilgiyi net ve ikna edici bir şekilde aktarabilme yeteneği. İş hayatı aynı zamanda bir gönül yolculuğudur; bu dengeyi kurabilenler kalıcı iz bırakır.